10 Mart 2013 Pazar

Sosyalizm ve Komünizm Arasındaki Temel Farklar

Evet çok saygıdeğer arkadaşlar, benim için uzun sayılabilecek bir aradan sonra yine başka bir yazıyla daha karşınızdayım. Bu yazımda Sosyalizm ve Komünizm arasındaki temel farklar üzerinde duracam. Bu yazıyı yazmamdaki temel etken ülkemizde yeri gelince bir küfür olarak algılanan komünist hatta sosyalist gibi kavramları açıklayıp, rahmetli Uğur Mumcu'nun tabiriyle insanları fikir sahibi yapmak için biraz bilgi aşılamak. İnternette okuduğum bir anekdotu bu noktada paylaşmak isterim. Türkiye'de bunlardan birini söylerseniz önce dinlenir sonra dayak yersiniz, diğerini söylerseniz direk dayak yersiniz. Kimbilir aslında bu iki siyasal ideoloji belki de sandığımız kadar kötü değildir. Bu yorumu yapmayı yazı bittikten sonra siz değerli okuyucalarıma bırakıyorum.

Öncelikle sonda söyleyeceğimi yekten söylemek gerekirse: Her sosyalist komünist değildir; her komünist mutlaka sosyalist olmak zorundadır! Yani yapısında Sosyalizm olmayan bir olgunun Komünizm olma olasılığı yoktur. Sosyalizm ve Komünizm farkli kavramlardır. Bu minvalden örnekler vermek gerekirse: "Thomas More'un (ünlü yapıtı Ütopya'da, Amerigo Vespucci'nin seyehatindeki gözlemlerinden faydalanır. Onun ulaştığı kara parçasındaki; özel mülkün bulunmadığı, altına önem verilmeyen, her şeyin ortak paylaşıldığı ve hükümdar kavramının bilinmediği bir dünyayı tasfir ederek yüceltir. Tek farkla ki; Vespucci nin uygarlıktan yoksun yerlileri, More'da uygarlık sahibi gözükür) Ütopya'sı veya Nurettin Topçu'nun Müslüman Anadolu Sosyalizm'i gibi önerileri Komünizm'den çok farklıdır." (Uludağ Sözlük)
  
Konu ne zaman Sosyalizm ve Komünizm'e gelse hemen bir şekilde sakallı amcaya gelir. Fakat Karl Marx'ın yazılarında, Komünizm ile Sosyalizm arasında ayrım yapılmamıştır. Onun Komünizm ile Sosyalizmi tanımlamak için kullandığı kavramlar, “komünist toplum”, “komünal toplum”, “üretim sürecinin insan tarafından denetlendiği toplum”, “özgür bireylerin birliği”, “işlerini ortak üretim araçlarıyla gören özgür bireyler toplumu”, “üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu toplum” gibi kavramlardı. Marx Komünizm ve Sosyalizm'i eşanlamlı kullanmıştır. Marx'a göre Sosyalizm (Komünizm) sınıfsız toplumun alt evresidir. Marx, Komünizm'in ilk evresini daha ileri evrelerden ayıran asıl unsurun, üretici güçlerin gelişmişlik düzeyi (daha doğrusu yeterince gelişmemişlik düzeyi) olduğunu birçok defa belirtmiştir. Marx, Komünizm'i sınıfsız toplumun üst evresi, “herkese ihtiyacına, herkese gereksinime göre” ilkesinin geçerli olduğu, üretici güçler düzeyinin “bolluk” aşamasına geldiği bir dünya sistemi olarak tanımlamıştır. Yani Karl Marx Komünizm'i iki evreye ayırmış ve bunun alt evresine Sosyalizm demiştir.  

1890 tarihli Almanca Komünizm Manifestosu'nun önsözünde Engels şöyle der:

"1847'de Sosyalizm bir burjuva hareketi, Komünizmse bir işçi hareketi anlamına geliyordu. Sosyalizm, en azından kıta Avrupa'sında, "insan içine çıkabilir"di; Komünizmse tam tersi. Dolayısıyla, biz daha o sıralar kararlılıkla "işçilerin kurtuluşu işçi sınıfının kendisinin ürünü olmalıdır" anlayışını benimsediğimiz için, iki addan hangisini seçmemiz gerektiği konusunda hiçbir kuşkumuz olamazdı. O günden beri de bundan geri dönmek aklımızın ucundan geçmedi."

Sosyalizmde devlet, partiler ve geçmişin bir çok kurumu kendini sürdürürken, Komünizm'de bunlar aşılmış geride bırakılmış, sınırlar ve sınıflar ortadan kaldırılmış olacaktır.
 
Öncelikle hem Komünizm hem de Sosyalizm kullanım için üretim yapar. Yani Kapitalizm'de olduğu gibi üretimin amacı kar elde etmek değildir. Dolayısıyla israf, gereksiz üretim yoktur. Yine her ikisinde de üretim amaçlarının mülkiyeti kamuya aittir ve ikisi de merkezi planlamaya bağlıdır.
Sosyalizm doğrudan doğruya Kapitalizm'den doğup gelişirken, Komünizm daha ileri bir gelişme ya da Sosyalizm'in "daha yüksek bir aşamasıdır."

Ayrıca bu sistemlerde silah yoktur, asker yoktur, polis yoktur. İnsanlar bu eşitlik ve ihtiyaç duygusu nedeniyle bencilliklerinden uzaklaşırlar. Kapitalizm'e yani bencilliğe boyun eğmezler. Zaten asıl soru da buradan çıkmaktadır. Gerçekten de insanlık bencilliğinden ayrılabilecek mi? Bu ideolojiye sahip olanlar bin yıllar da sürse, ideolojilerinin gelmesini bekleyeceklerdir. Zaten teorileri de bu yöndedir. Bu sürecin bin yıllarca süreceğini düşünürler. 

Herkesten yeteneğine göre alıp, herkese emeği kadar vermek Sosyalizm.
Herkesten yeteneğine göre alıp, herkese ihtiyacı kadar vermek Komünizm.

Sosyalizm hemen olanaklı bir ilkeyken, Komünizm hemen uygulanamayan son bir hedeftir. Çünkü Komunizm'e geçebilmek ve herkesin ihtiyacını karşılayabilmek için üretimin çok yüksek seviyelere ulaşması gerekir. Sosyalizm Kapitalizm'den Komünizm'e geçmede zorunlu bir araçtır. Sosyalizm kapitalist devletin demoktarik çerçevesi içinde gerçekleşebilirken, Komunizm'de devletin niteliginin değişimi ve sınıfsız bir topluma ulaşım esastır.

Ayrıca Sosyalizm ile ilgili bilinen en büyük yanlış Sosyalizm'in halkın özel mülkiyetini elinden aldığına olan inançtır. Lakin son tahlilde durum çok farklı. Sosyalizm özel mülkiyeti elinden almayıp bilakis insanlarin daha fazla özel mülkiyeti olmasını ister. Bu noktada özel mülkiyet kavramını anlamak gerekir. İki çeşit özel mülkiyet vardır. İlki kişisel tatmin için kullanılan tüketim malları diğeri ise üretim araçları mülkiyeti. Sosyalizm giydiğiniz elbiseyi (kisisel özel mülkiyet) elinizden almak demek değildir, elbiseyi yapan fabrikayı almak demektir. Sosyalizm insanliğın kardeşliğini öğütler. Komünizm ise bir ütopyadir ve gerçekleşmesi için diğer ülkelerin de komünist olması gerekliğini içinde barındırır. Yani sınırlar ve ordular olmadan yeni bir yapı. Sosyalizm pek çok ülkede denenmişken, Komünizm'in pratiği yoktur. Biz Türklerin komünist diye adlettigi SSCB asla bir komünist ülke olmamıştır. Zaten açılımı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'dir. Yani sosyalist bir yapıdır.

Geleyim Sosyalizm'in uygulanabilirliğine. Sosyalizm esas itibariyle uygulanabilir ve insanlar arasında eşitliği ve kardeşliği yayabilecek bir sistemdir. Aslında daha ziyade Sosyalizm ekonomik, Komünizm siyasal bir olgudur. Sosyalizm elde edilen geliri insanlar arasinda eşit bölme ya da daha doğru tabiriyle hak ettiği kadar bölme esasına dayanır. Böylece babasından miras kalan bir insan ve onun ailesi ömürleri boyunca diğer insanlar üzerinde egemenlik kurmaz, kuramaz. Her insan çalıştığı, mesleği, yetenekleri ölçüsünde kazanır. Sosyalizm uygulanabilir mi? İnsanoğlu bencil, açgözlü olduğu, çevresini gözetmediği ve sonsuz istekte olduğu için başarıyla uygulanamaz ve tarihte bunu başarıyla uygulayan bir ülke maalesef çıkmamıştır (ya da çıkarılmamıştır). Öngörüm odur ki Küba Sosyalizm'i de Castrolar'in ölümüyle tarihin tozlu sayfalarındaki yerini malesef alacak. Chavez sonrası Venezüella'yı hep birlikte gözlemleyeceğız.

Yazımı klasik iki inek örneğiyle bitireyim. Sosyalizm'de : İki ineğiniz varsa birini komşuya verirsiniz. Komünizm'de: İki ineğiniz varsa, devlet ikisini de alır, size süt verir. Fakat olayın aslı şudur ki: "Sosyalizm'de iki ineğiniz varsa, devlet bunlara el koyup en az iki bin ineğin bulunacağı bir işletmeye devreder. Söz konusu işletmede yine yüz işçi çalıştırılır, bu işçilerin beslenme, barınma, sağlık hizmetlerinden yararlanma, kendilerinin ve çocuklarının eğitimi gibi temel gereksinimleri karşılanır, bunların üstüne de harcadıkları emeğe göre ücret ödenir. Ama kimileri, “Niye kola yerine süt içiyoruz?” diye şikayet eder." (www.haberveriyorum.net)

Saygilarimla,