22 Ocak 2013 Salı

Geçmiş zaman olur ki, 90'lar...

Son zamanlarda belki yasimin kemale dogru yol almasi belki de gecmisteki o sahane ve geri gelmeyecek gunlere duydugum ozlemle 90"li yillarda yaptiklarimizi, hayatimizda olan ve bircogu bizi hali hazirda terketmis olan olaylari, aletleri ve bilimum nesneleri dusunuyorum. Zaten ne bu 2000'li yillara ne de 2000'li yillarda dogan cocuklara alisabildim. 2000'den sonra dogan cocuk ney lan araba modeli gibi. Is bu sebeple bu yazimda o gunleri yadetmek adina ve o gunlerdeki nesneler herkes icin farkli cagrisimlar yansitmasi hasebiyle gorsel ogelerin on planda oldugu bir yazi hazirladim. Iste o muthis gunlerde hayatimizda olanlar, gecmis zaman olur ki:


3. adimdan ileri gidemezdim. Su ip oyununda bariz yetenek fukarasiydim.


Bir de bunun bir resme bakip gozunu 10 saniye kapatinca Hz. Isa'yi gordugunu iddia ettikleri versiyonu vardi.

Sayi saymayi bunlarla ogreniyorduk. Tabi o zamanlar turev, integral nedir bilmezüdük.


Cep telefonunda devrimdi. Yilani ilk ben oynayacam kavgasinda az genc telef olmadi. Resimli mesaj gondermenin kiz dusurmenin %50'sini garantiledigi yillara tekabul ederdi. Kaya gibi telefonun vucut bulmus haliydi.


Simdi reklamlarda duydugumuz, cikolatanin kremayla bulustugu essiz tad tabirinin atasiydi. Kagit aldatmasin tadi muazzamdi.


Bu memlekette depremlerde bu kadar bina yikildiysa baslica musebbibi bu oyundur. 4 tane yastiktan ev yapan kendini muhendis adletti. 


Toto tabi simdiki anlamiyla kullanilmiyordu. O yuzden mujdemi istemiyorum. Kahverengi garip, cikinti bir tusa basılır ve büyük numarayi getiren iddia neyse onu kazanirdi.


Ooo bu resim baya bir seyi icinde barindiriyor. Patlayan sekerden, minoya, meybuzdan, sipsevdiye, yumiyumdan, yalniz isim bombaymis o zaman farkedememisiz yumiyum, duduklu sekere kadar genis bir yelpaze. Yazin yapilan alman kalelerin ve penalti turnuvalarinin ödülüydü meybuz. Mahalle arasi maclarinin kaybedenin kazanana ismarladigi bir efsaneydi. Minoyu avuc avuc atardik agzimiza, 20 yasindan buyuklerin artik cok fazla sekerli sakiz cignememesinin sebebidir Mino, ama tadi baya guzeldi.


Ziraat Bankasi'nin cikardigi cocuk dergisi.


Bir elini ekrana dogru uzatip ben Sadettin Teksoy sokarim derdi buyuk ustad. Kimsesizinlerin kimsesi, yolsuzlarin yoldasiydi. Nerde antin, kuntin olay var saolsun yayinlardi. Kutuplarda namaz kilma cabasi ve orada kible arama gayreti taktire sayandi. Kendinden bir dortlukle bitireyim:

Basim benim basim benim
Sacim benim sacim benim
Dokuluyor sacim benim
Girdim keloglan magarasina
Gur cikacak sacim benim


Bak la yuzugum nasil olmus yeni aldim. Ah ne sıkıyon lan. Cok sakaci bir yuzuktu eksik olmasin.

Patatesle baski yapmanin bir level atlamis daha elit haliydi. Cok ask ilanlarina aracilik etti.


Misketle birlikte ütmek kavramini hayatimiza bu taso adi verilen ince yuvarlak nesneler soktu. Gerek duvar dibine en yakin atma, gerek üstüste dizdigin tasolarin ters yuzunu cevirme, gerekse tek kalanlarin kenarina basip dondurme seklinde oynanirdi. Tasosu cok olanin mahallede havasindan gecilmezdi.


Su nezih temiz yuzun ardina bu kadar ayip bir ozellik gizlenir mi? AKP doneminde olsa edepsizlikten mutlaka yasaklanirdi. Vay neymis dugmeye basinca elemanin sortu inip iseyecekmis. Tovbe tovbe. Isin ilginc yani iddiaya girerim sadece kafayi resim olarak koysam 80 kusagi yine bunun iseyen adam oldugunu bilir. 


Senin babani da sevmezdim Monami boya. Acayip bir statü sembolüydü. 8'lisinden vardi benimö cantamdan basim onde cikarirdim. Bunun 32"li hatta 64'lusune sahip olanlar vardi. Havalarindan gecilmezdi cakallarin. Ne oldun kiz 64'lu Ayseö ressam oldun mu havasi batasica?


Bugun toplumumuzda annelik, babalik ve cocuk bakimi belli bir noktaya geldiyse bunun en buyuk destekcisi sanal bebeklerdir. Vay altini degistirecem, yok yemek saati geldi, yok oglumu hapisten cikarcam, gel la kapistirak mi ikisini diyaloglarina ev sahipligini yapti.


Bir marasli dondurmacilar, bir bu oyuncak. Illa ardina bir saka gizleme cabasi, illa bir alengir dalavere. Babana bile itimat etmemeyi ogretirdi bu tarz oyuncaklar.


Vay kimleri goruyorum. Agzini bir acip bir kapayan ve agzinda miknatis olan baliklar. Uyanik olmayi, rakibinden once dusunmeyi, plan ve strateji kurmayi ogretti. Cok daha buyukleri vardi. Bizzz diye garip bir ses cikarirdi sanirim baliklarin sesi cikmiyor diye ko seyine rahvan gitsin diye dusunmustu uretenler. Oynamasi cok zevkliydi ama hergelenin.


Duvarlari, defter kaplarini, dolaplari bu tarz cikartmalar suslerdi o zamanlar.


Bunu bilmeyen agir liselidir deyip diger resme geciyorum.


Tipi kesss. Anahtarliklari vardi bunlarin. Kim dusunmus, hangi akrabasini aklina getirerek boyle bir tip ortaya cikarmis fikrim yok ama cok populerlerdi.


Bilgisayarlar hayatimiza bu kadar entegre degilken Age of Empires'in atasiydi asker oyuncaklari. Itinayla dizerdik yok topcusu ve okcusu arkaya, yok iste suvarisi one seklinde. Kizilderilileri ve envayi cesit versiyonlari vardi. Az kizilca kiyamet koparilmadi, az ulkeler fethedilmedi, az vatan millet sakarya edebiyatina konu olmadi bu askerler.


Oglum tak tak tak kafam sisti oynama artik sunu.


Cocukken gerek tasla vurarak, gerekse duvarlara ya da yerlere surerek kivilcimlar cikartma suretiyle eglendigimiz cit pit. Ben adini oyle hatirliyorum valla. Ha cata pat diyen mahalleler de vardi ne yalan soyleyim. Ama dikkatli olmak gerekirdi. Surtunmeden dolayi ele yapisinca cok delikanlinin magrur bakislarini gozyaslari teslim aldi.


Ilk gencligimin katili, misketler. Sanki bir bok anliyormus gibi surekli oynardim. O zaman bunlara harcadigim paralarla ciddi kazanimlar elde edebilirdim. Anadolu lisesi sinavlarina girecegim zamanlarda ders calismaya tercih ettigim nadide eglencemdi. Ne yapayim ilkli sonlu ya da karafinli olmak havuza su doldurup geri bosaltip bunun suresini hesaplamaktan daha eglenceli geliyordu o zamanlar. Mika diye tabir edilen ici dolu sut beyaz renkte olanlari mi dersin, dobi denilen ve 3 misket yerine gecen kocaman olanlari mi dersin, tek bir renk (genelde siyah olurdu) olup firlatmak icin kullanilanlari mi dersin cok cesit misket vardi. Hala cocukluguma dair aklima ilk gelenlerden. Bir piknige gitsek de evdeki eski dostlarla hasret gidersem.


Genelde hacca giden akrabalar getirirdi bunlari. Icinde Kabe, Mekke ve Medine'ye dair resimler olurdu. Cok genci sinema, televizyon okumaya tesvik etti.


90'li yillarda Chicago Bulls efsane kadrosuyla, hafizam beni yaniltmiyorsa ilk 5'i Ron Harper, Michael Jordan, Scottie Pippen, Dennis Rodman ve Luc Longley'di, 1991, 92, 93, 96, 97 ve 98'de NBA'yi sampiyon olarak tamamlarken Turkiye'de cogu gencin yazin kafasini gunesten bu sapka koruyordu.


Stres atmak icin bire birdi. Bir o eline bir bu eline hop bir daha diger eline. Bir dolandi mi cok canlar yakardi ama. Asagi sarkitip yukari duzgun cekenler sivrilirdi arkadas cevresinde.


Zengin pici kavramini lugatimiza sokan cizgi filmdi. Biz oturup ders calisirken beyzadelerimiz Amerika'nin en kral muhitlerinden birinde gunlerini gun eder, en kral arabalara biner, en luks evlerde oturur, en hos hatunlarla zaman gecirirdi. Az kulaklarini cinlatmamistik. Gerci gozluklu olan eleman daha bir efendiydi sanki.



Atari denilince ilk akla gelenlerden ve onun en efsane oyunlarindan biri. Simdiki Xbox, PS3 nesli bilmez bu oyunlari. Bak ustune o kadar okul okudum, muhendis oldum hala o tabancayla ve o gunku teknolijiyle ordekleri nasil vurdugumuz anlamis degilim o kadar soyleyim.


Kit ve karasimsek denilince simdiki nesil Cem Yilmaz'i en baba Opet'i hatirlar. Bizim icin durum cok farkliydi.  Duvar dibinden araba itme oyunu vardi mesela. Araba yana duserse basa donerdin. Ondeki arabalari dusurmeye calisirdin, bazen yine kendininki duserdi. Sirayla herkesin bir kere vurup itme hakki olurdu oyunda. Bitis cizgisine ilk ulasan kazanirdi.


Kaset calar. Walkmen'in atasiydi. Alamancilar cikolatayla birlikte bunlardan getirirdi. 


Vampir diş. Gel bi isiriyim valla acimayacak la. Oglum ne diye isiracan, yeni aldim la bi deneyecem ne olur sanki. La'li kisimlari atip Ankara disindaki sehirlere benzer diyaloglari adapte edebilirsiniz.


Git bi bakkaldan ekmek getir denilince erinen cocuklar bunu saatlerce itebilirdi.


Yine bir efsane. Ici su dolu bu alette amac halkalari dugmeye basarak cubuklara sokmakti. Hafif basip halı hazırdakileri cubuktan cikarmamaya calisirken yenilerini sokmaya çalışırken çok göz dereceleri ilerledi.


Deliklerin numarasina gore basip basket atmaya calismakti amac. Cok cetin maclara ev sahipligi yapmistir.


Yine beni duygulandiran bir baska oyun. Civili tahta. Bozuk parayi tahtalarin arasindan gecirerek karsi kaleye gol atmak seklinde ozetlenebilir. Sirayla vurularak oynanirdi. Zekayi gelistirmesine olan inancimi hala kaybetmis degilim. Asiri derecede zevkli maclar olurdu. Sanki sen kosuyormussun gibi kan revan icinde biterdi cogu mac. 


Romatizmaya iyi geldiği soylenirdi bu bileziklerin. Halbuki o amca ve teyzeler ne guzel onceden yagmuru haber verirdi. Heralde cok aci cekiyolardi ondandi bu caba, çözüm arayışı.


Vay kimleri goruyorum. Futbol severlerin ilk goz agrisi, medari iftihari, Uzak Dogu'nun bagrindan kopan yagiz delikanli Tsubasa. Kartal vuruslariyla, dunyanin yuvarlak oldugunu ispatlayan grafikleriyle, bir bolumde anca karsi kaleye gitmesiyle, Wakabayashi ile girdigi amansiz mucadelesiyle, Seker Duvariyla, ikiz kardesleri ve insani heyecan kasirgasina surukleyen turnuvalariyla koca bir nesli ekran basina kitlemeyi basarmisti.


Sadece Ata Demirer'in Stand Up gosterisini izleyenler bilmez tabi. Heidiiiii. Peterle iyi bir ikili olusturmuslardi. Dedesi turk olsa o dag basinda hakikaten ayyaş olurdu o kesin.

Kokulu silgi ekolünün öncüsü. Arkadaslar arasina haset sokan nadide nesnelerden biri Ari Maya silgisi. Bizim gibi daireden daktilo silgileriyle, pelikan yesil silgilerle idare etmek zorunda kalanlar icin cok buyuk elem sebebiydi.

Sehirler arasi otobus yolculuklarinin ve sicak yaz gunlerinin vazgecilmeziydi bel cantalari. Sandalet icine giyilen  beyaz corap, pos biyik ve bel cantasi uclusu memur amcalari hemen belli ederdi.


Tasolarla birlikte bir diger fenomen, futbolcu kartlari. Hala saklarim yadigarlari, cocugum olursa en buyuk miraslarimdan olacak babasi az emek vermedi zira onlari kazanmak icin. Azim, hirs, para biriktirme, hile yapmak (batakta kagit calanlar, okeyde tas calanlar hep burdan yetisti) gibi ileride çok işe yarayacak özellikler kazandırmıştı.


Pazardan ananas aldirdim bozuk ciktinin nesnesi olmaktan oteye gitmemisti bu meyve sulariyla tanismadan evvel ananasla olan iliskimiz. Bittikten sonra tepesine basip patlatmak en buyuk zevkimizdi.


Takvimi, ajandasi, gunluguyle zamaninin Ipadiydi.
Aldigim ve en uzun sure kullandigim saat. Eminim pil taksam hala calismaya devam eder. Kol saati denilince benim aklima baska bir sey gelmezdi. Benimkinin isigi yesildi fakat turuncu olanlari daha cok ilgimi cezbederdi. Efsane saatti.


Bu saatten televizyonun kanalini degistiriyordun. Bu uzaya roket firlatmak gibi bir seydi. Teknoloji bundan daha ileri gidemez heralde diye dusunurdum 1900 yilinda Amerika Patent Enstitusu'nun basindaki adam gibi. Yanildigimi anlamam icin uzun yillar beklemem gerekmedi.


Haci ben Cine5'i izleyebiliyorum. Hadi ya nasil? Simdi bir sac spreyi alip aynaya sıkıyosun. Ee. Sonra televizyonu ters oturup izliyosun yani arkani donup aynadan izliyosun. Calisiyor mu bari? Valla bizim bir arkadasin arkadasi denemis olmuş. Zaten arkadasin arkadaşı ekolunu baslatan olaylardan biriydi Cine5'i izleyebilmek. Sesi cikmadigi icin gece aileye yakalanma riski pek yoktu. Ki zaten yakalasa dahi bence o karincalardan filmi secebilen evlatlarini tebrik etmeleri gerekirdi.


Bir kiz bir erkekten hoslanirsa ne yaparsa yapsin, ne derse desin, ne giyerse giysin bu fikrinden caydirmak zordur. O pantolon ney lan Oktay efendi. Cilgin Bedis...


Bianchi bisikletinin olmasi buyuk olaydi. Etraf Turkiye gazetesinin kuponla dagittigi Bisan Atlaslarla doluydu. Bütün bisikletlere bindim bisana binemedim kelime oyunlarinin kulaktan kulaga dolastigi gunlerdi. Iste o gunlerde Bianchi zengin bisikletiydi. Hele ki amortisörlü Bianchi bugun 5.30 hatta 7.30 Bmw'ye, ne bileyim Porsche Panemera'ya sahip olmak gibi bir seydi. Tümsekten sekince kaba etini acitmayan bisikletti daha ne olsun.


Ingiltere'de duzenlenen Turkiye'nin katildigi ilk Avrupa Sampiyonasi olan ve Almanya'nin finalde Cek Cumhuriyeti'ni 2-1 yenip kupayi ulkesine goturdugu Euro 96 turnuvasindaki futbolcularin ve stadlarin tanitildigi cikartma albumu. Bunu biriktirmek icin az harcliklarimi harcamadim. O gunlerden baslayan aliskanlik 2012'ye kadar cikan butun albumleri almama sebep olsa da ilk gunku tadi pek aldigim soylenemez.


Tempra'nin ici. Dijital gostergelerden dolayi binlerce insan bu arabadan almisti. Cok muhim bir bulus gibi gelmisti bana. Cocuk akli iste. Buna arabaya sahip olanların arabasina binmek icin can atar gözümü ayirmadan arabanin hizini takip ederdim. Simdi Kezban diye rivayet edilen Turk kizlarinin kalkik organlarinin Tempra'dan esinlendigi soylenir.


Gücünü golgelerden alan He-man. Boyle durup kilici kaldirdi mi simsekler cakar sonra miskin kedi görünümlü  kaplan bir anda dile gelip 5 kaplan gücüne erişirdi.


Ne kiritiyorsun merdaneli çamaşır makinesi gibi lafinda gecen merdaneli camasir makinasi. Bazilarinin seke seke banyodan ciktigi bile görülmüştür. 


Hayat bize bir can verirken Tolga Abi'nin Hugo'suna 3 can vermisti. Abi 5'e basiyorum olmuyor. Diiitttttttt. Abi niye saga atlamadi? Hugo lulululu. Onemli olan yarismakti de mi canim? Senin de Hugo'nun da ta...


Astsubay24, Beyazzenci, Pelin18, Ankaralimuhendis ve zurna terimlerinin bir sey anlatmadigi bir yeni yetme degil iseniz aciklama yapmama gerek yok sanirim bir nesli kasip kavuran, ilk sanal kiz kaldirma ortami MIRC'i anlatmak icin.


MIRC'in uluslararasi versiyonuydu ICQ. Herhangi bir sekilde tanistigin yabancilara direk ICQ var mi diye sorulurdu. Kıbrıslı kızın Yılmaz'in silinmesi konusunda kati emir verdigi MSN'in babasi sayilir.


Sayesinde pek cok cocuk balerin oldu. Pek cok hanim kizimiz topukluyla yurumeyi isikli ayakkabinin topuguna basmayarak ogrendi. Isigini yakmayacaklarsa neden aldiklarini hala cozebilmis degilim ama onemli bir seydi isikli ayakkabinin olmasi. Benim ne isikli ayakkabim ne de puskevitim oldu.


Ilkokulda uclu kalemle yazmak yasakti. Orta bire basladiginda ilk is Atlas uclu kalem alir, 5 yil boyunca öğretmenim dedigin insana da hocam demeye baslardin.


Kaygısızlardan daha absürt, daha komik ve icten bir komedi dizisi gelir mi bilmiyorum ama henüz daha gelmedigi kesin. Kültekin'i, Eleman'ı, Memnun Kaygısız'ı ve Ismail'iyle çok ağız kenarında kirisiklik yaratti, çok kilo biftekler yedirdi.
Ufleme sunu ev batiyor. Ya anne son tamam. Anne pril nerede? Ouuv (Omer Urundul vari) kocaman cikti diyaloglarinin musebbibi star balon. Nam'i diger uflemeli kopuk baloncuk.


Bak la bak karsi duvara plaja uzanmis ciplak kadin cikardim. Tutma gozume kor ediyormus. Ahahah bak bak kedi nasil ustune atliyor. Hey gidinin lazeri.


Darbe oldugunda kutuplasmanin bittigini sananlar cok yaniliyordu. O zamanlar iki buyuk kutuplasma vardi. Biri BBG evinde Melihci ya da Erayci olma digeri ise F1'de Schumacherci ya da Hakkinenci olmak. Muthis cekisme olurdu Mikka Hakkinen ile Michael Schumacher arasinda. Az uyandirtmadi pazar sabahlarinda erkenden. 


Once 4 ninja kaplumbagadan biri secilirdi. Ben hep Leonardo olurdum nedense (liderleri oydu). Pek bir efendi, akli basinda gelirdi. Bir de Osmanli torunuyuz kilic falan ondandi heralde. Sonra kuzenle birbirimize dalardik. Madem kavga edecektik niye 4 rönesans sanatçısından birini seciyorduk sebebini bilmiyorum. Michalengelo'nun bubcikasi (yani biz turkler oyle biliyorduk nunçakunun adini) yuzunden az genc sakat kalmadi, az genc bu cizgi filim yuzunden pizza sevdalisi olmadi.



Soz bu sefer bakicam, altini 2 gune degistiricem diye paso muhabbet kusu aldirirdim. Genelde annem saolsun cam acik kaldigi icin ucar giderdi. Her aldigimda sampiyon besiktas dedirtmeye calisir kisa sure sonra pes ederdim. 


Ilk ciktiginda pek tutuldu muhterem. Gerci neticede bir Tempra degildi belki ama gideri vardi.


Bir ara boyali civciv modasi salgin oldu. Daha yumurtadayken boya enjekte eder sonra boyle renkli renkli civcivler cikardi. Tabi buyudukleri zaman (belli bir sure sonra) bizim cakma sarisinlar gibi onlar da orjinal renklerine donerdi.


Iyi futbolcular da penalti kacirir lafi onun 94 Dunya Kupasi finalinde kacirdigi penalti sonrasi dillere pelesenk oldu. Buyuk topcuydu namussuz.


Ortasi delinen jetonlarin, jeton sekline getirilmis buzlarin, degeri gecmis ya da ufak bozukluklarin atarilerin kasasini doldurma sebebi, bilgisayarimdaki ilk oyun, o bir efsane, o bir ıki uc Street Fighter. Az aduket, aryuket cekmedik.


Simdi kolay tabi ipoduna bilmem kac gigabyte muzik ekle, bagla bilgisayarina istedigin muzikleri dinle. Oyle armut pis agzima dus degildi muzik dinlemek. Walkmaninin olmasi buyuk meseleydi. Pilleri bitmesin diye kaset ileri icine kalem sokarak sarilirdi. Gece yatmadan radyo acilir bir sure dinlenip oyle yatilirdi. Muzo dinlemek pek bi modaydı. Super Fm disinda adam akilli da bir kanal yoktu zaten radyoda. Serviste radyo oldugu icin walkman kapatilirdi. Gozluklu ve sisman Merve soforun yanina oturur ve Super Fm'i acardi. Tarkan ciktiginda herkes pek bi şıkıdım olurdu.


Bir insanin zeki olup olmadigi IQ testiyle degil solo testle anlasilirdi. 1 tane birakabilmek mühim meseleydi.


Ahanda Walkman'in icinde calinan ve kalemle sarilan meşhur kaset.


Power Rangers. Cok degisik bir sey yaparlar, once o otekine takar, sonra oteki berikine takar buyuk bir robotu olusturup canavarlarla savasirlardi. En karizmatigi beyaz olaniydi. Kizlarinın da yoklukta gideri vardi.


Yeni yetmeler onu dunya stari olarak tanidi. Lakin biz onun disleri ayrik findik kirdigi zamanlari da biliriz. Hep bir tarzi vardi ama kabul etmek gerekirse.


Kiz cocuklari arasinda dergilerden elbise kesip yapistirmak, cocukları giydirmek pek bir modaydi.
Sosyologlar arastirdi durdu vay efendim Kurtlar Vadisi nasil bu kadar izleniyor? Bir mafya dizisi niye bu kadar izleyiciyi ekran basina kilitliyor? Aha da cevabi, boncuklu tabanca. En alta saban icligi, ustune esofman, onun ustune pantolon ve varsa bir genis pantolon daha... Uste de tshirt, ustune bulabildigin kadar gomlek ve kazak. Kafaya ise sapka, kulaklik vs. Iste simdi savasa hazirsin cik bakalim sokaga. Mahalle mahalle degil sanirsin Teksas mubarek. Bu kadar organizasyon, yardimlasma ve koordinasyonu hayatimin baska hic bir evresinde saglayamadim. Arkamiza dolanmislar, hemen toplanip bir plan yapmamiz lazim. Sanirsin Istanbul'u fethediyoruz. Hey gidinin hey.


Fred, Barney, Wilma, Betty, Cakil ve Bambam. Izlettiriyordu kendini cakmaktaslar.


Biz yalnizligi Red Kit reyizle ogrendik. Orjinal dilinde yad edelim buyuk baskani.

i'm a poor lonesome cowboy 
i'm a long long way from home 
and this poor lonesome cowboy 
has got a long long way to roam 
over mountains over prairies 
from dawn till day is done 
my horse and me keep riding 
into the setting sun 

lonesome cowboy, lonesome cowboy, you're a long long way from home 
lonesome cowboy, lonesome cowboy, you've a long long way to roam 


                                      


Pazar aksamlari ilk is sobanin yaninda banyo yapilirdi. Yapilirdi derken anneler kafana vura vura lifler, sanki dunyadaki butun mikroplari def ediyormus edasiyla muzaffer bir havada yikardi cocuklarini. Banyodan sonra tirnaklar kesilir daha sonra bizimkiler izlenirdi. Civiktilar belki bacim afedersin, ama bizdendiler. Cemildiler, Halil Pazarlamaydilar, Ergun, Ali, Sukru, Sevket, Nazan, Nazim, Sabri Bey, Kapici Cafer, Horozcu Katildiler onlar.

Bizimkiler bittiginde Star'da Parliamant sinema kusagi baslardi.


Haberin cocuktan alinacagini rahmetli Baris Manco'nun sundugu 7'den 77'ye de ogrendik.


Ilk arkadaslarimizdi onlar. Edi'si, Büdü'sü Kurabiye Canavariyla Susam Sokagi hayatimiza giren belki de ilk yabancilardi.


Bu ney lan mavi kutu diyon de mi ilkokullu? O kadar kolay degil işte o işler. Nice bankaci yetistirdi bu kutu haberin var mi? Tasarruf etmeyi, biriktirip artirmayi, yarının planını yapmayi ögretti bu burun kivirdigin mavi kutu.


Aldin eline dijital makinani ay canikom tam yuzum gülerek cikmadi diye 50 tane daha cekiyorsun de mi fotografini? Aynadan facebook profil resimleri cekiyorsun degil mi? Ya totalde 36 tane fotograf cekme sansin olsa ne yapardin? O zaman bugün Ben Bilmem Eşim Bilirde arabaya doldurdukları kadar insanin nasil ayni kareye girdigini anlardin. Bosa fotograf cektin diye yedigin şaplağa hak verirdin.


Cim adama verdigim kadar kendim bu kadar su icseydim bugun belki daha saglikli olabilirdim.


Hey gidinin koruklu IKARUS'u. Az kahrini cekmedin bu milletin, az zart zart sesinle hep oldugu iddia edilen sonundaki bosluga ilerlemedik.


Onu canlı izleyebilen şanslı nesilden olmak ne büyük bir lütuf. MJ


Senden daha iyi dans edeni gelicek mi acaba MJ? Ruhun sad olsun.


Guzeldi 90'lar guzel. Her seyiyle guzeldi. Suni, sanal degildi hayatimiz. Somuttu yaptiklarimiz. Keske o yillar geri gelse.