Evet sevgili dostlar. Bir gezi yazisiyla daha beraberiz. Bu seferki adresimiz Danimarka'nin baskenti Kopenhag. Her ne kadar biz Turkler Kopenhag'i kriterleri ve gorusmeleriyle tanisak da Danca'da Køvenhavn olarak bilinen ve tuccar limani anlamina gelen sehrin mazisi bir hayli eski. 1 Ocak 2012 nufus sayimina gore 1.212.822 nufusu bulunan Kopenhag Danimarka'nin ayni zamanda en buyuk sehri.
Aslina bakilirsa benim Kopenhag'a gitme karari almam biraz sans eseri oldu. Yilbasi icin Turkiye'ye gitme planlari yaparken verecegim sadece ucak parasinin Kopenhag'a gidis, donus, arti konaklamayla ayni fiyat oldugunu ogrendigimde zaten yapacak fazla bir sey kalmamisti.
Oncelikle Kopenhag'a ne zaman gitmek istediginiz orada gecireceginiz zamanin kalitesi acisindan onem arzediyor. Kisin ortalama sicakligin Aralik ayinda en yuksek 4 derece, Ocak ve Subat'ta 2 derece oldugu dusunulurse sicakliklarin ortalama 20 derece seviyesine ciktigi yaz aylarinda gitmenin daha akil kari oldugu dusunulebilir. Bununla birlikte Christmas, yilbasi, Paskalya gibi dini anlamlari olan gunlerde sehir her zamankinden farkli bir dokuya burunuyor. Tabi burada ne amacla gitmek istediginiz on plana cikiyor. Siz sevgili basta muhendis kardeslerimin gezme amacinin Christmas marketinden ziyade yerel halkin (ozellikle XX kromozomlu ay parcasi zat-i sahanelerin) kulturu, dunyaya bakisi ve sosyolojik yapisini ogrenme amacli gitmek istemeyeceginizi farzederek ya yilbasi civari ya da temmuzda gitmenizi tavsiye ederim. Yilbasinda eglence anlayisi farkli noktalara tasinsa da kanallar sehri olan Kopenhag'da kanalin etrafinda bir kafede oturup gun batimini izlemek isteyip istemediginize, esiniz ya da sevgilinizle mi yoksa arkadas grubuyla mi gittiginize bagli olarak gideceginiz zamana karar verebilirsiniz.
Danimarka'nin para birimi DKK yani Danimarka kronu. Gun itibariyle 1 euro 7.45 Danimarka kronuna karsilik geliyor. Fakat siz hic bir zaman bu miktardan bozduramiyorsunuz. En iyi fiyat veren yerde bile 7.15 kron alabilirsiniz. Yani kabaca 1TL = 3 Kron olarak dusunebilirsiniz.
Artik hersey hazir. Karar verildi, iki eliniz kanda da olsa Kopenhag'a gidiceksiniz. Bu noktada karsimiza cikan ilk halletmemiz gereken husus konaklama. Isi gucu birakip su blogu okudugunuza gore cok zengin degilsiniz, birbirimizi kandirmayalim. Is hayatina 1 sene once fiziken katilmis ama beynen hala ogrencilik gunlerinden kesitler sunmamdan mutevellit bu yazimi mumkun oldugunca az butceyle bilimum guzelliklerden faydalanacaginiz sekilde derlemek gayesindeyim. Iste bu yuzden konaklama konusunda basta couchsurfing (internette faaliyet gosteren uluslararasi bir misafirperverlik sitesi) daha sonra hostelleri oneririm. Zaten ciddi manada pahali bir sehir oldugu icin hostele vereceginiz parayla Turkiye de dahil bircok ulkede 4 yildizli otelde her sey dahil gayet guzel kalabilirsiniz. Ben kendim Cph Downtown ve Generator Hostellerinde kaldim. Ikisi arasinda mukayese yap derseniz Cph Downtown'un atmosferi daha sicak ve samimi. Ben 4 kisilik odasinda kaldim pek buyuk degil ve tuvaleti disarda. Lakin ucretsiz ipad ve laptop vermeleri, Bar'inin ucuzlugu Generator'a gore avantaj. Bunun yaninda Generator'un kendi icinde ufak da olsa bir diskosu var. Fakat eger tek basiniza seyahat ediyorsaniz yeni insanlarla tanismaniz Downtown'da daha kolay. Bununla birlikte Avrupa'nin en buyuk hosteli olan yine Danhostel grubuna ait olan Langebro'daki (sokak adi) hostelde de kalabilirsiniz.
Faydali Bilgiler ve Ipuclari
Sehrin haritasini havaalaninin danismasindan, kaldiginiz otel ya da hostelden veya turizm ofislerinden ucretsiz elde edebilirsiniz.
Havaalaninda para bozdurmanizi tavsiye etmem. Sehre gitmek icin Amerikan Express'in bankomatindan bir miktar para cekebilir ya da bavulunuzu almadan once solda bulunan para degisim ofisinden cuzi bir miktar para bozdurabilirsiniz. Fakat Kopenhag'da nerede para bozdurursaniz bozdurun 25 kronluk bir ucret isteniyor. Bu ucreti istemeyen yerler zaten oranlardan bu parayi cikartiyor. Para bozdurmak istiyorsaniz ya tren istasyonundaki ya da Norre Voldgade'deki Forex'ten paranizi bozdurabilirsiniz. En uygun fiyati onlar veriyor (dedigim gibi 25 kron kesilecegi icin tek seferde bozdurmaniz daha akla yatkin). Krondan tekrar euroya cevirirken bir ucret kesilmiyor ama 7.55'ten bozuyorlar. Havaalanindan para bozdurmadan kredi kartiyla da metro biletinizi alip merkeze gelebilir daha sonra bozdurabilirsiniz. Havaalaniyla merkez arasi 3 zone ve tutari 36 kron. 12 liraya metro mu olur lan diye bir dusunce okudum, eger boyle seylere takacaksaniz sizi baska ulkelere alayim. Zira ziyadesiyle pahali oldugunu defahatle daha farkedeceksiniz.
Ikinci onemli husus yaya gecitlerinde kirmizi isikta gecmeyin. Ben Turkum aga bana bisey olmaz derseniz 700 kronluk cezadan tatilin geri kalaninda hem benim hem de polis memurunun kulaklarini cok cinlatirsiniz gerek yok. Adam akilli bekleyin iste 2 dakika.
Danimarka bilinenin aksine (cogu insan Hollanda sanmakta) dunyanin en duz ulkesi. En buyuk yuksekligi 173m'lik Yding-Skovhoj. Bu yuzden bisiklete binmek hem keyifli hem de inanilmaz pratik. Dunya'da ilk defa uygulanan ve 1995'ten beri devam eden ucretsiz bisiklet kullanma imkani var. Bu nasil isliyor? Soyle ki 20 kron ya da 2 euro atarak tipki supermarket arabalarini alir gibi aliyorsunuz daha sonra sehrin baska bir noktasinda uygun yere koyarak paranizi geri aliyorsunuz. Olay bu kadar basit esasen. Ayrica sehir son derece ufak (bizim normlarimizda). Bu yuzden toplu tasima araclarini kullanmadan 5-6 saatlik bir zaman zarfinda asagi yukari her tarafini gezebilirsiniz. Tabi sehir derken insanlarin yasadigi butun yerlerden ziyade gezip gorulecek yerlerden ve merkezden bahsediyorum.
Danimarka'da cesme suyu iciliyor tutup esek yukuyle parayi (4-5 lira civari) bir sise suya vermeye luzum yok kanimca.
Ne yenir, ne icilir?
Danimarka'nin en meshur yemegi hamburger menusu. Mcdonalds ile BurgerKing bir hamburger yapiyor parmaklarinizi yersiniz. Isin latifesi bir yana kendilerine ozgu dogru duzgun bir yemekleri yok. Olani da cok fahis fiyatli. Bu noktada onerilerim soyle olacak. Ya dedigim gibi KFC, McDonalds ya da Burger'dan fastfood yiyin. Menuleri ortalama 60 kron. Hey sen, o kosedeki ben hayatimda 20 lira vermedim menuye adam mi soyuyonuz diyen arkadas. Sen gelme lan ayi. Tek hamburger 10 krona kadar dusuyor. Benim alternatif onerim soyle: Kopenhag'da benim gordugum 3 tane saglam Turk restorani var. Bunlardan benim gittigim Ankara Restoran'i Krystalgade'de. Oglen saat 16'ya kadar 59 krona, 16'ten sonra ise 89 krona acik bufe yiyebilirsiniz. Ozellikle benim gibi yurtdisinda yasiyorsaniz firinda makarna, taze fasulye, envai cesit et yemegi, kalamar, neredeyse 20 cesit salata vb. yeme imkani sunan mekan fiyat/performans acisindan en iyisi. Diger 2 restoran Lavendelstr. ile Kattesundet'in kesisimindeki Hayat Restoran ve Valkendorfsgrade'deki Sultan Palace. Fiyatlarinin ayni oldugunu tahmin ediyorum ama diger 2 restorana gitmedim malesef o yuzden kalite yonunden mukayese edemeyecem. Fakat ben bir Angarali olarak Ankara Restoran'dan memnun kaldigimi soyleyebilirim. Bunun haricinde ogle yemeklerinde neredeyse bir tek onu yedikleri Smorrebrod adi verilen bir sandevicleri var. Peynir, salatanin ustune ya balik ya da et konularak yapiliyor. Iyisini bulursaniz lezzetli fakat biraz tuzlu bir sey. Bazi cafelerde 120 krona yani 40 liraya gormuslugum var gorurseniz sasirmayin. Direk yemekten girdim ama kahvalti icinde bazi onerilerde bulunayim. Mukellef bir sofra beklemediginizi ongorerek size ya Aldi'yi (Gothersgade ile Adelgade'in kesisimi) ki hali hazirda en uygun fiyatlisi o ya da sehrin bircok yerine dagilmis Netto'lari oneririm. 55 krona hostelde cornflakes ve birkac dilim peynir yemek yerine en azindan adam akilli sandevic yiyebilir ve uslu bir cocuk olup onceki gun az para harcadiysaniz kendinizi meyve suyuyla odullendirebilirsinz. Ya ama o kadar Avrupa'ya geldik gidip firinda makarnayla hamburger mi yiyecez askim diyen kisinin sevgilisine de allah kolaylik versin diyerek icecek kismina geciyorum.
Danimarka Tuborg ve Carlsberg'in evsahibi olmasi hasebiyle icecek deyince akla ilk olarak bira geliyor. Bunlardan benim tercihim Carlsberg. Bana icimi daha kolay gibi geldi. Lakin birkac biradan sonra hepsi ayni tadi vermeye basliyor. Birayi ve diger icecekleri neredeyse sehrin dort bir yanina dagilan seven eleven isimli marketlerden alabilirsiniz. 24 saat acik olan bu kosebasi marketler cok kullanisli. Gecenin ilerleyen saatlerinde ihtiyac duydugunuz parlatma anlarinda kizgin kumlardan serin sulara sokacak urunler (bira la akliniza baska bisey gelmesin) saglayabilir. Yine ayni supermarketlerden uygun yiyecekler (mesela kruvasanlari hem uygun hem lezzetliydi yanlis hatirlamiyorsam sadelerinin 2 tanesi 10, ici dolu olanlari 2 tanesi 13 krondu) de satin alabilirsiniz. Onun disinda onerecegim bir diger icki Glogg. O ne la knor gibi diyenleri pas gecerek aciklamasina geceyim. Bilenler bilir Avrupa'nin pek cok ulkesinde (en azindan Almanya ve Avusturya'da) Christmas zamanindan az once baslayip Christmas'in sonuna kadar meydanlarda satilan Gluhwein adi verilen bir sicak sarap vardir. Bu Glogg denilen icki de o Gluhwein'a biraz daha rom ekleyip icine kuru uzum ve yer fistigi atilarak elde edilen dunyanin 8. harikasi. Hakikaten ickiden haz etmeyenlerin bile sevecegi cok harika bir tadi var siddetle tavsiye ederim.
Onun haricinde herhangi bir barda bira 25-40 kron arasinda. Daha salas mekanlarda 25 krona dusen biranin fiyati mekanin janjanlanmasiyla birlikte artis gosteriyor. Kaldiginiz hostelde de bira icebilirsiniz. Generator Hostel'de bira 40 kron (biraz ciks bir barlari var) iken Downtown'da 30 kron (happy hoursta yani saat 20-21 arasinda 2 tanesi 40 kron). Onun disinda gitmisken elimi cebime atarim arkadas diyenler icin Nyhavn'in etrafindaki kafeleri onerebilirim. Dilediginiz cesit yiyecek ve icecege ulasabilirsiniz fakat dedigim gibi bunlar sadece Danimarka ya da Kopenhag'a ozgu seyler olmayacak.
Nereye gidilir, ne yapilir?
Daha once de bahsettigim uzere Kopenhag gezmek icin cok buyuk bir sehir degil. Ortalama tempoyla yuruyerek sehri 5-6 saatte gezmek mumkun. Tabi bu sureye, muzeler, bot turu gibi ekstra aktiviteler dahil degil. Sahsi kanaatim muze gezmeyi cok sevmeyen birisinin 2, muzeleri de gezeyim diyen birinin 3 gune sehrin altini ustune getirebilecegi. Peki nerelere gitmeli?
Bu noktada ilk tavsiyem Town Hall yani belediye binasinin onunden her gun saat 11'de duzenlenen free toura (ucretsiz tur) mutlaka katilin. Bahsis esasina dayali bu tur 20 dakika kahve molasiyla birlikte toplam 2.5 saat suruyor ve gezmeniz gereken bir cok seyi ogrenip, gormeniz gereken onemli yerleri cok cuzi bir miktara (iyi la belesmis para falan vermeyiz deyip hayvanlik yapmayin cok rica edecem) gormeniz mumkun. Benim katildigim gun Rikke isimli (Regge diye okunuyor, olur da bir gun Rikke isimli Dan bir kizla tanisan muhendis bir kardesim olursa mucadeleye 1-0 onde baslasin) kendi de anlatimi da guzel bir kiz gezdirmisti. Ona denk gelirseniz ve ingilizceniz de varsa cok keyifli bir tur olacagini ve cok farkli bakis acilari ve bilgiler elde edeceginizi garanti ederim. Ingilizce biliyorlar mi diyenlere sizin bildiklerinizi onlar unuttu diyerek gidilecek yerlere devam edeyim. Bu bahsettigim turla sehrin bir cok onemli binasini rehberle gezebilirsiniz.
Peki bu tur haricinde nereye gidebiliriz? Bu tur haricinde bot turuna cikip (yazin acik havada, kisin ve yagisli havalarda ustu kapali) sehrin kanallarinda 70 krona keyifli bir gezi yapabilirsiniz. Bunun haricinde sahil seridini takip edip Kopenhag'in en cok ziyaret edilen yeri olan "The Little Marmeid" heykelini gorebilir ayrica oraya varmadan solda bulunan Danimarka Almanya'nin isgali altindayken orgutlenen direniscilerin yaptiklarinin anlatildigi Dan Direnis Muzesi'ni gezebilirsiniz. O donemki direnis hareketleri, sabotoj calismalarinin gosterildigi guzel bir muze ve girisi ucretsiz.
Bunlara ilaveten dunyadaki bildigim tek legal "Green Light District" yani uyusturucu urunlerinin legal olarak satildigi yer olan Christiania koyune gidebilirsiniz. Siz sormadan soyleyim gece cok alakasiz bir zamanda gitmediginiz surece guvenli bir yer. Zaten icinde yasayan aileler var. Farkli bir tecrube bana gore. Gidip o hayatlari, o kafalari gormek eglenceli bence.
Tivoli, icinde lunaparkin da bulundugu (dunyanin en eski ikincisi, birincisi yine Danimarka'da) gezilip gorulecek cok guzel bir park. Kis donemi Christmas'tan yeni yila kadar acik onun disinda Eylul-Nisan arasi kapali. Ben 31'nde acik olur diye 30'unda gitmedim ama malesef kapali oldugu icin giremedim. Icimde ukte kaldi valla. Walt Disney'in Disneyland'i kurmadan once bu parka geldigi ve bu parktan esinlendigi soyleniyor. Ayrica icinde 1930'dan beri calisan (bilinen en eski) tahtadan yapilmis aletler var. Giris ucreti 95 kron.
Yine dunyanin bilinen en eski ve en uzun alisveris caddesi olan Stroget'e (diger adi Walking Way) ve onu kesen sokaklara dalabilirsiniz. Alisveris yapmanizi tavsiye etmeyecem haliyle. Ha bir magnet olur, cok hosunuza giden ucuz tshirt olur o zaman olur ama tekstilde ayni urunu Turkiye'den daha ucuza satan (Amerika'da belli basli Tommy ve Lacoste urunleri haric) bir ulkeye henuz denk gelmedim. O yuzden onunde o ulkeyi animsatan bir imge olmadigi surece tekstil urunu almanizi pek salik vermem acikcasi.
Yine bunlardan baska King's Garden (Kral'in bahcesi) ve onun icinde bulunan Rosenborg Kalesi'ne gidebilirsiniz. Baya yesil ve icinde sirin bir dere de bulunan hos bir yer.
Son olarak da ulusal muzeyi (The National Museum) mutlaka gezin. Bir muhendis olarak Viyana Teknik Muzesi'nden sonra gezdigim en guzel muze diyebilirim. Insan icinde zamanin nasil gectigini anlamiyor. Yaklasik 4 saat gezdim fakat bir 4 saat daha rahat kalabilirdim. Bronz cagindan baslayarak gunumuze kadar essiz bir ziyaret seklinde dizayn edilmis muazzam bir muze. Giris katinda Dan Tarih Oncesi eserleri ve binlerce yildan beri korunan iskeletler bulunuyor.
1. katta Dunya insanlari adi altinda sergilenen Amerikan'in yerlileri, Afrika, Hindistan, Endonezya, Japonya, Cin, Orta Asya, Sibirya ve Grönland insanlarina ait esyalar sergileniyor. Bu bolumde bulunan muzik odasinda dunya muziklerini dinlemek mumkun.
Yine bu katta Dunya'nin halen varligini surduren en eski kralligi (mazisi 1397'ye kadar gidiyor, Japon Hanedan'indan biraz daha onceye dayaniyor mazileri) olan Danimarka Kralligi'na ait eserler de sergileniyor.
2. katta ise etnolojik hazineler, oyuncaklar, Danimarka Hikayeleri sergileniyor.
3. ve son katta ise Yakin Dogu ve Klasik Antika eserleri bulunuyor.
Dedigim gibi son derece ozenle hazirlanmis ve sahane bir muze. Mutlaka gezmenizi oneririm.
Gece Hayati
Amma lafi uzattin arkadas. Kari-kiz ortami nasil? Nereye gideriz eglenmek icin? Kizlar teklif ediyor mu sorulari beyinlerini kemiren muhendis kardeslerim. Simdi sakin olun ve o klavyeyi yavasca yere birakin. 200 kisilik bir bolumde 10 kizla okumus bu naif kardesiniz elbette sizleri unutmadi. Gelelim gece hayatina ve nerede nasil eglenebileceginize.
Oncelikle Cuma-Cumartesi gunleri, ertesi gunun resmi tatil olmadigi ve yilbasi geceleri haric gece hayatinda pek bir hareketlilik yok dogal olarak. Sonda diyecegimi yekten demek gerekirse bu sehrin hatta bu ulkenin kizlari guzel. Hatta baya guzel. Simdiye kadar gordugun en guzelleri mi derseniz degil ama bizim gibi aynayla pek barisik olmayan insanlar icin ziyadesiyle guzel. Birkac ornekle aciklamak gerekirse:
Goruldugu uzere kendini Kleopatra sanip, kucuk daglar dededen miras tavirlari gosteren ortalama Turk kizlarina oranla bir hayli guzeller (onlar bizim canlarimiz tabi Dimyat'a pirince giderken bulguru es gecmeyelim). Ayrica sicak, sempatik insanlar. Sen yoldan gecen tanimadigin bir Turk kizina gel fotograf cekilelim dersen adamin kaba etinden siringayla kan alir sonra Turk Kizilay'ina bagislarlar. Burda hayvanlik yapmadiginiz ve insan gibi konustugunuz surece size cevap vermeyecek kiz yok gibi. Tabi kalani siz yillardir icinde yanardaglar patlayan muhendis kardeslerime kalmis. Bu guzel ablalari nerde buluruz haci diyorsaniz size soyle bir liste yaptim guzel yurekli, analitik beyinli kardeslerim. Ilk onerecegim gece kulubu Penthouse. Yaklasik 1000 kisi falan aliyor. Bizim bildigimiz tabirle clubbing ve house muzik caliyorlar. Onun disinda Soepavillionen ve Cirkusbygningen de gidemedigim ama guzel oldugunu bizzat birinci agizdan (Dan gangnamlarimdan) teyit ettigim mekanlar. Herseyin ates pahasi oldugu bir memlekette diskoya girisin ucretsiz olmadigini anladiginizi farzediyorum. Penthouse'un girisi 100 Kron digerlerinin de o civarda oldugunu saniyorum.
Benim kafa kaldirmaz ole disko neyim, hem sesten ne konustugumuzu anlamiyoruz diyen arkadaslara Kron-Svarte'de bulunan disardan cok salas duran ama atmosferi insani saran Moon's Bar'i ya da hemen yanindaki diger bari (adini hatirlayamadim) onerebilirim. Pazar gunu eglenmek isteyenlere yine ayni sokakta bulunan LA Bar'i oneririm. Bu barlarda bira 25 Kron. Bunlara ilaveten Karaoke severler 2 farkli noktada bulunan Sam's Bar'a gidebilir.
Danlar insancil ve konuskan insanlar. Her ne kadar Dan erkekleri kizlarin kustah ve kendini begenmis oldugunu dusunse de (canlarim daha suskunlugu asaletinden olan Turk kizlariyla karsilasmamis) esmerligin avantajini kullanarak ilk defa avantaj saglayabileceginiz bir yer Kopenhag. Bu kadar ipucundan sonra sirtiniza vurdum sayin, hadi hayirli traslar.
Bu noktadan sonra anlatacaklarim sehirle ilgili biraz daha farkli bilgiler olacak. Ornegin sehir 1728 ve 1795'te iki buyuk yangin atlatmis. Iki buyuk yanginda da sehir yerle yeksan olmus. Ilk yangini mumu deviren kucuk bir cocugun cikardigina inaniliyor(!). Binalarin tahtadan ve birbirine yakin yapilmasindan ders almayan halk ikinci yangindan da benzer husrana ugrayinca daha kurallara uygun, tastan ve aralari acik binalar yapmaya karar vermisler. O zaman surlarla cevrili olan sehrin anahtari bir tek kralda varmis. Rivayet odur ki ikinci buyuk yangindan onceki gece bir etkinlik cercevesince butun itfaiyeciler icip sarhos olmus. O gece yangin cikmis fakat itfaiyeciler kapi kapali oldugu icin sehrin etrafindan gidip su getirememisler cunku kimse o sarhos haliyle kralin karsisina cikip anahtari isteme cesaretini gosterememis ve sehir kul olmus. O donemden geriye kalan en eski iki binayi (kosedeki kirmizi binalar) soyle gorebilirsiniz.
Carlsberg Danimarka'nin dunyaca unlu bir birasi, belki de en unlusu. Peki bu ismin nereden geldigini kac kisi biliyor? Hadi yine iyisiniz ha cakallar. Neyse ne diyodum ismin sebebi. J.C. Jacobsen babasi da biracilik yapan bir zat. Kraldan cok ozel bir bira yapmak icin fabrika kurma izni istiyor. Son teknojileri kullanacagini, farkli formuller deneyecegini soyleyerek krali ikna ediyor. Bira yapacagi fabrikayi ise sehrin en yuksek tepelerinden birine koyuyor (bugun muze olarak hizmet veren bu binayi ziyaret edebilir, turun sonunda 2 degisik birayi deneyebilirsiniz). Berg Danca'da dag demek (artik ne kadar dagsa en buyuk yuksekligi 173m olan ulkenin). Jacobsen'in Carl adinda da bir oglu var. Boylece yeni biranin adi Carlsberg seklinde cikmis oluyor.
Danimarka anayasal monarsi ile yonetilen bir ulke. Kral IX. Frederick 1972 yilinda hayata gozlerini yumdugunda ulkede ufak capli bir yonetimsel kaos yasaniyor. Zira kralin hic oglu yok ve 3 kizi var. Bu dunyanin en eski kraliyet ailesinde ilk defa gorulen bir sey. Bunun uzerine kanunlar degistiriliyor ve II. Margrette 14 Ocak 1972'de kralice unvaniyla basa geciyor. Paris ve Londra basta olmak uzere 5 universite bitiren iki erkek cocuk annesi II. Margrette'nin cok zeki biri oldugu soylenir. Bir devlet baskani olarak trilyonlari kaybetmekten daha farkli meziyetleri var. Mesela Yuzuklerin Efendisi'ni Danca'ya ceviren kisi kralicenin kendisi. 82 yasindaki kralice Danca, Norvecce, Isvecce, Fransizca, Ingilizce ve Almanca konusabiliyor.
Son olarak daha anneannem hayatinda sinema yuzu gormemisken 80 uzeri yasina ragmen akici Ingilizce'yle yol tarif eden teyzeye, KFC'ye tasidigi mallar yogun yagisin ve ruzgarin etkisiyle devrilince kendisine yardim etmemden sonra, anca bir turk yardim ederdi valla, lan Adam bu cocuk aksam buraya gelip istedigi kadar yiyecek, kahve icer misin birader diyen iyi yurekli Konyali gence, saka kaldiran yapilariyla beni gruplarina alan Ingiliz 6'liya, yilbasi gecesi kaybolmamam icin surekli yanimda bulunan Dan pampalarim Casper ile David'e selam olsun.
26 Ağustos 2016 günü inşallah orada olacak biri için ilaç gibi bir yazı olmuş.. emeğinize sağlık, harika anlatımınızla çok keyifli bir yazı olmuş..
YanıtlaSilUzerinden yillar gecti ama isinize yaramasina sevindim.
Silbenimde 26 ağustos uma ilaç olacak 4 gün oradayım, esmerliğin bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak penthousea gidelim...
YanıtlaSilYillar oldu ki bu bloga bakmadim. Umarim eglenmissinizdir.
SilTesekkur ederim Fatih Bey. Umarim isinize yaramistir.
YanıtlaSil