14 Ekim 2012 Pazar

Islam, Infak, Sosyalizm ve Turkiye

Dinler ozunde adaleti, sevgiyi, kardesligi, merhameti, dogrulugu, vicdani, paylasimi (infaki) getirmek icin ortaya cikmistir. Daha sonra iktidar, guc ve menfaat iliskilerine bulasip dejenere olmus ve vermek istedikleri bircok mesajdan malesef uzaklasmistir. Aslinda dinlerin bir vicdani birligi vardir.  Hz.Adem, Hz.Isa, Hz.Musa, Hz.Ibrahim, Hz.Muhammed (S. A.V) hatta biraz daha genis cerceveden bakacak olursak Konficyus, Buda, ve hatta Zerdust bile benzer seyler soylemis insanlari iyiye, dogruya, adalete, paylasmaya cagirmistir. Inanclari ve rituelleri farkli olsa da esas itibariyle iletilmek istenen temel mesaj aynidir. Bu sebepledir ki bir insani inanc ve rituelleriyle yargilamak yapilmamasi gereken, bizim haddimize olmamasi gereken hareketlerdir. Bununla birlikte insanlar birbirilerinin davranislarini sorgulayabilir ve gerekirse elestirebilirler. Bir insanin yesil sogana inanmasi, yogurtla ayin yapmasi beni ilgilendirmez, ilgilendirmemeli de. Ama copunu apartmanin onune dokuyorsa, ses cikarip diger insanlari rahatsiz ediyorsa, yetkili makamdayken adaleti saglayamiyorsa, elindeki imkanlari muhtac sahipleriyle paylasmiyorsa iste o zaman sorgulanmasi ve elestrilmesi gerekir.

Yukarida belirtilen dinlerin temelini olusturan ozelliklerden paylasma yani infak Islam dininde ayri bir yere sahiptir. Komsusu acken kendi tok yatan bizden degildir diyen bir din Islam. Muslumanlarin kutsal kitabinin adi Kuran-i Kerimdir ve kerim sozluk anlami itibariyle eli acik, comert olan, veren, paylasan demektir. Allah-u Teala Kuran-i Kerim'in en basinda "Bu kitabin sizi dogruluga cikarmasi icin mutlaka infak etmelisiniz" demis ve 80'den fazla ayette insanlara yardim etmenin Muslumanligin isarati oldugunu belirtmistir. Allah insanlara infaki emrederken, ozellikle Sure-i Hadid'de "Benim size halife olmaniz sifatiyla verdigim her nimeti infak edin" emrini vermistir yani mealen "Benim size kudretimin, sifatlarimin bir kucuk simgesi gibi intisar ettigim guclerimi,nimetlerimi mutlaka baskalariyla paylasin" buyurmustur.

Muslumanlar daima su prensibi siar edinmelidirler. O da: " Bir Musluman,din kardesinin ihtiyacini giderirse Allah da onun ihtiyacini karsilar. Sikintisini giderirse, Allah-u Teala'da onun kiyamet gunundeki sikintisini giderir. Ayip ve kusurunu orterse,Allah da onun ayip ve kusurunu ortecektir. Yani bir musluman kardesinin yardimina kostugu surece, Allah onu yardimsiz birakmayacaktir." Yine bir cok alim, halife bu konuda soyle fikir beyan etmislerdir: Yoksulun çıplak vücudunu örtmeye çalış ki Allah da senin günahlarını örtsün. (Sadi Şirazî). Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i nefsini kırmadan, sana yardım edendir. (Hz. Ali)

Bugün dünyadaki tüm nimetlerin özellikle petrolün dağılım sistemi itibarıyla büyük bir kısmının İslâm ülkelerinin elinde olmasına rağmen, onların infakı anlayamamaları mutsuzluklarına ve fakirliklerine adeta bir sonuç belgesi olmuştur. Musluman ülkelerdeki petrol, dünya stokunun yüzde seksenini oluşturmaktadır. Buna ragmen Birlesmis Milletler (BM)'nin her yil ekim ayindaki dunya gida gununde yaptigi aciklama cok carpici bir gercege parmak basmaktadir. Buna gore dunyada hali hazirda yaklasik 1.2 milyar ac insan var ve bunlarin yaklasik %60'i Islam ulkelerinde yasamakta. Bu demek oluyor ki dunyada yaklasik 720 milyon musluman yarin ne yiyeceginden habersiz, karnina bir lokma girip girmeyeceginden emin olmayacak bir sekilde, cocuguna ertesi gun bir rizk bulup bulamayacagini bilmeden uykuya daliyor. Goren, anlayan, degerlendiren gozler icin bu cok carpici ve uzucu bir detay. Halbuki ozellikle petrol zengini arap ulkeler bu nimetin varlığını infakla birlikte değerlendirseler, yalnız İslâm ülkelerini değil, bütün dünyayı besleyebilirler. Gunumuzde dunyanin en zengin insani Carlos Slim'in yaklasik 74 milyar dolari var. Afrika'daki tum aclik sorununu gidermek icin ise 40 milyar dolara ihtiyac var. Yani en zengin insan servetinin yarisini paylasmis olsa Afrika'da aclik kalmayacak. 

DISK-AR'in 2012 yili icin yaptigi arastirmaya gore aclik siniri 4 kisilik bir aile icin 1011 lira,  yoksulluk siniri ise 3200 lira. TUIK'in pinpon topu verileriyle ortaya attigi milli gelir bir yana, net 700'er lira asgari ucret alan ve iki cocugu olan bir kari koca malesef yoksulluk sinirininda altinda yasamakta. Bir diger carpici ornekte su; gunumuzde normal bir inek gunde ortalama 30 kg ot yiyor ve otun kilosu 65 kurus. Bu da demek oluyor ki bir inek ayda 585 lira ot tuketiyor. Ictigi suyu da katarsak bir inegin masrafi kabaca ayda 600 lira. Yani isin trajikomik ama gercek tarafi su ki devlet vatandasina sadece en temel yeme icme ihtiyacina harcamasi icin bir inegin yediginden daha az para veriyor.

Mutlaka sahit olmusunuzdur. Basbakanimiz her cuma kati suretle cuma namazina gider ve cikista vatandaslarin sorunlarini dinler, cocuklara top ve oyuncak dagitir.Alkislar ve yuzu askin korumanin arasindan arabasina yonelir. Yine hepimizin malumu olarak basbakanimiz bir imam hatip mezunu ve iktidardaki isimlerin belkide %90'i namaz vazifesini yerine getiren insanlar. Bakin Kuran-i Kerim'de allah Maun suresinde ne buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim
1. Dini yalanlayanı gördün mü?
2. İşte o, yetimi itip kakar,
3. Yoksulu da doyurmayı teşvik etmez.
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara,
5. Onlar namaz konusunda yanılgı ve gaflet içindedirler,
6. Onlar gösteriş yaparlar.
7. Hayra ve yardıma engel olurlar.

Yani gorundugu uzere her cuma namaz kilanlarin basbakanimizin cok sevdigim bir lafiyla kalpleri var bununla bakip kavrayamiyorlar,gozleri var gormuyorlar,kulaklari var duymuyorlar. Yuzyillar once Yunus Emre ne de guzel soylemis boyle insanlar icin: 

Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil

Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil

Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak'kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil

Erden sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil

Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların satar
Yükü gevherdir tuz değil

Bir basbakanin, iktidarin en temel gorevi toplumdaki yoksullugu ortadan kaldirmaktir. Zenginlerle, fakirler arasindaki ucurumu minimize etmektir. Basbakanin ilk gorevi kanal Istanbul yapmak degildir. Suriye'deki 100 bin multeciyi vatandaslari bir inek kadar degerli degilken beslemek degildir,  Somali'ye esini gonderip gozyaslari dokturmek de degildir. Secim zamani sadece siyasal rant olarak gordugu icin temel gida ve buzdolabi gonderdiginde hatirlarina gelen yoksullari koruyup kollamaktir basbakanin temel gorevi. Issizligi azaltmak,insani insana somurtmeyen,muhtac etmeyen yasam standartlarini yaratmaktir. Ulke vatandaslari arasina nifak tohumlari sokmak, bizim gibi dusunmeyen bizden degildir demek degildir muslumanlik. Hor gormek, hakir gormek, dislamak, paylasmamak islamin siddetle karsi ciktigi unsurlardir. Dostlar alisveriste gorsun diye kamerayla gecekondu gezenler icin Omer Bin Haris soyle soylemis: "Eskiden iyilik yaparlardi soylemezlerdi.Sonra hem yapmaya hem de soylemeye basladilar. Simdi ise yapmiyorlar fakat soyluyorlar." "Bugün gerek ülkemizde, gerek dünyada karşıt fikirlerin bulunması, bunların kavgaya, hatta teröre dönüşmesi çare bulunmaz hastalıklardır. Bunun temel sebebi infaksızlıktır yani paylasmamaktir. Toplum infakını kestikçe, infak sırrını kaybettikçe fikir ayrılıklarında kutuplaşmalar ve çatışmalar meydana gelir. Eğer bir toplumda infak sırrı iyi işliyorsa, düşmanlık ve çatışmaların doğması mümkün değildir. Böyle bir toplumda bir insan sizin fikrinize karşı bir düşünceye sahip olsa da ona düşman olamazsınız, çünkü daha dün sizin hastanıza çorba getirmiş ya da bir müşkülünüzde size yardım etmiştir. İnfak sayesinde oluşan dostluklar öyle bir çarkı döndürürler ki, insanlar­da tabii olarak bulunması gereken görüş ayrılıkları tatlı bir sohbet havasının ötesine geçemez. Çünkü insanlar arasındaki sevgi eğitimle kazanılamaz. Tek metod infak çarkının çalıştırılmasıdır. 'Infaki oyle ozumuze sindirmeliyiz ki, elimizi acip Allah'a ettigimiz duanin bile yuzde 50'sini infak etmeliyiz. Kendimize bir sey istemeden, aclara, hastalara, mutsuz insanlara, hur bir ortam icinde yasama ortami bulamayanlara yardim isteme aliskanligini kazanmaliyiz. Cunku Allah duanizi bile infak ediniz ki, kabul olsun der.' Şunu da vurgulamak gerekir ki, bu çarkın çalışmasına ilk olarak parayla başlanılamaz. Bu herkesin zoruna gider. Onun için önce güleryüz ve tatlı dille işe başlamak gerekir. Güleryüzün bir ibadet olduğunu yüce peygamberimiz söylemiştir. Dikkat ediniz ki, eshab karşılaştığı tüm meselelere rağmen güleryüzünü eksik etmemiştir. Bu fevkalâde önemli bir fonksiyondur. Bir toplum içinde tebessüm eden insanların çoğalması, o toplumun streslerinin yüzde 80′inin gitmesi demektir. Güleryüzle başlayan infak, insanlara güzellikleri anlatmak amacıyla söylenen sözlerle desteklenmelidir. Çünkü yüce kitabımız insanlara yalnız Hakkı ve güzelliği anlatmayı emretmektedir."

Yukaridaki paragrafta Haluk Nur Baki islamda paylasmanin onemine, yarattigi sinerjiye, sevgi fitillerini atesledigine ve karsit gorusleri, bilhassa teroru engelleme hususundaki onemine dikkat cekiyor. Soyle bir dusunelim, bugun Guneydogu Anadolu diye tabir ettigimiz bolgedeki insanlarla empati kursak, onlarin yoksullugunu, fakirliklerini, garibanliklarini icsellestirsek ve yardim elini uzatsak, onlarin dertleriyle dertlenip, sikintilariyla yogrulsak acaba PKK sorunu bu asamaya gelir miydi? Acaba PKK kendine bunca yandas bulabilir miydi? Unutmamak gerekir ki fakirligin, yoklugun oldugu yerde her turlu dusunce destek bulabilir. Onun icindir ki en tehlikeli insan kaybetcek hic bir seyi olmayacak insandir denir. CHP'nin yillarca uyguladigi ve fakirler ve dar gelirliler uzerinde hic bir etkisi olmayan ve aristokratik ve lumpen bir parti izlenimi verdiren laiklik elden gidiyor, iltica geliyor soylemlerini bu cercevede dusunmek sizce de dogru degil mi?

Tabi eskiden insanlar konusma yapmak, toplumu kucaklamak ve mesaj vermek icin balkonlara cikmiyor,secim meydanlarindan konusmuyordu. Hz.Muhammed Mekke'den Medine'ye gidince bir odunun ustune cikmis ve "Ey iman edenler,iman etmedikce cennete gidemezsiniz ve birbirinizi sevmedikce iman etmis olmazsiniz" demistir. Kuranda paylasin verin, kenz biriktirme yapmayin denir. Sevgi ancak paylasarak olusur. Yani cennete gitmek, tam anlamiyla iman etmek istiyorsak paylasmak durumundayiz. Benim gozumde iyi musluman sadece saatlerce namaz kilan, aylarca oruc tutan,hacca giden degil; elindekini avucundakini paylasan, yoksulu yetimi kollayan onlara kol kanat gerendir.

"Cennetin tezahurunu insan bu dunyada da yasayabilir. Cennet esasinda dostluk, adalet, kardeslik, baris, ozgurluk ve paylasmaktir. Cehennem ise ask acisi cekmek, bir yakinini kaybetmek, iflas etmek, ayrilik acisi cekmektir. Bunlar obur dunyanin bir tatbikatidir. Insanlara dogru yolu gostermek icin muhim mihenk taslaridir. Cenaze namazi da aslinda ahiretin bir tatbikatir. Musalla tasindaki merhum ya da merhumeyi nasil bilirdiniz sorusuna bir kisinin bile beni uzdu, kirdi, incitti, bana cok cektirdi demesi bile insanin cennete gitme ihtimaline buyuk sekte vurur" diyor Ihsan Eliacik Hoca. Ama yine de umutsuzluga kapilmamak, mucadeleyi birakmamak lazim. Kendisine cennet nasil, sirattan nasil gecicem, cennette kac bahce var gibi ahiretle ilgili sorular soran bir muslumana Hz. Muhammed soran sorulandan daha cok haz ediliyor degildir cevabini vermis.

Ihsan Eliacik'in tabiriyle biz kapitalizme abdest aldirdik. Sosyalizm esas itibariyle ekonominin küçük bir aristokrat, zenginler sınıfı ya da kapitalist bir sınıf yerine geniş kitlelerin yararına işletilmesi gerektiği savunan yönetim biçimidir. Sosyalizm, kapitalizmin yirtiklarini yamanarak duzeltilmesi degildir. Sosyalizm, devrimci bir degisme, toplumun busbutun farkli cizgide yeniden kurulmasidir. Tek cumleyle ozetlemek gerekirse kumasin para kazanmak icin degil insanlara giysi saglamak icin yapilmasidir. Fakat acgozluluk,doyumsuzluk,hirs sosyalizmin en buyuk dusmanlaridir. Bu hisler oldugu surece ve insanoglu aza kanaat etmedigi surece de basarili olmasi mumkun degildir.


Malumunuz onumuz kurban. Kurban gurp kokunden gelir yani yakinlasmak demektir. Kurban et kesme ve et bayrami degildir. Kurban paylasma, yakinlasma bayramidir. Gelin bu kurban bayraminda daha cok paylasimci olalim, daha cok insanlarin sorunlariyla ilgilenelim, etrafimizdaki yoksullari ve aclari daha cok koruyup kollayalim.Zekat ve fitre kolayciligina kacmadan yilin 365 gunu paylasimci olalim.Ancak o zaman cocuklarimiza sevgi dolu, baris dolu, huzur dolu bir dunya birakabiliriz.

Saygilarimla,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder